28 Şubat Davası

Paylaş
Paylaş
Paylaş
941
01 Ocak 1970 04:09
A
A

Anadolu Platformu 28 Şubat Davasına Müdahil Oldu

Anadolu Eğitim ve Davet Gönüllüleri Platformu 28 Şubat davasına müdahil oldu.

Davanın 51. duruşmasına Platform adına, YİK Başkanı Ramazan Kayan, Koordinasyon Kurulu Başkanı Turgay Aldemir, Koordinasyon Kurulu üyeleri Tamer Çalhan, Gazi Kılıçparlar ve Ahmet Çamurluoğlu katıldı.

Aynı anda mahkeme salonunun önünde de Anadolu Platformu üyesi 75 STK'nın temsilcilerinden oluşan yaklaşık 500 kişilik grup "Herkes İçin Adalet, Hemen Şimdi" yazılı dövizler açtı.

Başta İstanbul, Malatya, Gaziantep, Adana, Osmaniye, Bursa, Rize, Mersin, Tarsus ve İskenderun olmak üzere Türkiye'nin dört bir yanından gelen temsilciler, duruşmaya ara verilmesinin ardından Ankara Adalet Sarayı'nın önünde bir basın açıklaması yaptı.

Mazlumların Suskunluğu Zulmün Ömrünü Uzatır

Adalet Sarayının önünde ilk konuşmayı yapan Anadolu Platformu YİK Başkanı Ramazan Kayan zulme karşı haklı duruşlarını her zaman ve zeminde muhafaza edeceklerini belirterek; "Zulme karşı haklı duruşunu sürdürmek için Türkiye'nin dört bir yanından şu alana gelen tüm dostları saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Değerli dostlar şu cümlenin altını kalın çizgilerle çizmemiz lazım; Mazlumların suskunluğu zulmün ömrünü uzatır. Bize düşen zulme karşı malzumiyetten bir direnişi ortaya çıkarmaktır. Zalimlere karşı çağa şahitliğimizi sürdürmektir. Bugün sadece Türkiye'de değil, zulme karşı ümmetin aziz evlatlarının izzetli duruşlarını her coğrafyada sürdürdüklerine tanıklık etmekteyiz. İşte daha geçen hafta Bangladeş'te Abdullkadir Mollalarımız ve akabinde altı kardeşimiz zulme boyun eğmeden, kullara kulluğu reddettikleri için ipe gittiler. Onların af dilersen, özür dilerseniz sizi affedeceğiz teklifini suratlarına çarparak tevhid davasını, adalet davasını haykırmayı tercih etmişlerdir. Yine şu an Mısır'da demir parmaklıklar arasında çağın firavunlarına karşı direnişlerini sürdüren kardeşlerimiz kefenlerini giyerek zulme karşı onurlu direnişlerini sürdürmektedirler. Suriye'de, Gazze'de, Arakan'da yeryüzünün tüm coğrafyalarında mazlumlar bizim mazlumlarımız, direnişler bizim direnişlerimiz, yıkılan haneler bize ait, akan kanlar bize ait. Bu ümmetin yeniden dirilişinin yeryüzündeki istikbara, emperyalistlere karşı onurlu, aziz bir duruşun yeniden tecellisi olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye'de de evrensel, kürsel zulmün iş birlikçileri zulümlerini sürdürüyorlar. Bizde haklı davamızda duruşumuzu, şahitliğimizi ispatlamak için şu an buradayız. İşte Zekeriya Şengözler, Fahri Memurlar, Nurettin Kayanlar bu haklı davayı gelecek nesillere bir onurlu mücadelenin mirasını bırakmak için, bir direniş mektebini müjdelemek için, bedel ödemeye devam ediyorlar. Siyasallaşan yargı, ideolojileşen yargı hala etkilerini ve izlerini sürdürmektedir. Ve bizler bu anlamda bu ülkedeki garabetleri hala tanıklık etmekteyiz. Hukuk adına işlenen cinayetler, adalet adına işlenen hukuksuzluklara tüm dünyayı tanık tutmak için şu an buradayız. Ayakaltı olan adaletin herkese lazım olduğunu ifade etmek istiyoruz. Darbeci zihniyetle hesaplaşmak için buradayız. Biz haklı davamızda bedel ödemeye devam edeceğiz. Bugün özellikle Mısır'da Bangladeş'te on binlerce kardeşlerimiz zindanlarda. Biz inanıyoruz ki onlar haklı davalarını sürdürdükleri sürece bugün onları yargılayanlar yarın hesap vermek zorunda kalacaklar. Bunun mücadelesini bizlerde her zeminde kabullendik, sürdürdük ve sürdüreceğimize söz veriyoruz. Rabbim bu istikametten ayağımızı kaydırmasın, metanet versin, feraset versin. Destek verdiğiniz için sizleri tekrar tebrik ediyorum." dedi.

Ramazan Kayan'ın ardından Anadolu Platformu Koordinasyon Kurulu Başkanı Turgay Aldemir aşağıdaki basın açıklamasını okudu.

ANADOLU PLATFORMU TALEP METNİ

"HERKES İÇİN ADALET İSTİYORUZ!"

Bundan 16 yıl önce, herhangi bir sebep gösterilmeksizin, inanç değerlerimiz, düşüncelerimiz, yaşam tarzımız, derneklerimiz, vakıflarımız cuntacılar tarafından tehlikeli ilan edilip, takibe ve tutuklamalara tabi tutuldu.

İnsanların temel hak ve özgürlükleri hiçe sayıldı.

On binlerce üniversite öğrencisinin yüksek öğrenim hakkı elinden alındı.

Katsayı uygulamasıyla imam hatip liseleri ve meslek liseleri mezunlarının yüksek öğrenim haklarına büyük darbe vuruldu.

Binlerce kamu görevlisi memuriyetten çıkarıldı.

Yüzlerce subay ve astsubay meslekten ihraç edildi.

28 Şubat darbesinin aktörleri, devlet kurumları, yasama, yürütme ve yargı organlarını işlemez hale getirdi.

Kurumları üzerinde kurdukları baskı sayesinde, hak ihlallerini, Türkiye'nin her yanına yaymayı başardılar.

Ülke karanlık bir dehlize sokuldu ve inanılmaz bir şekilde bu sürecin 1000 yıl süreceği iddia edildi.

Bu coğrafyanın dokusuyla örtüşmeyen, uluslar arası odaklarla işbirliği içinde yürürlüğe konulan girişimler hayata geçirildi.

28 Şubat darbesi kısa sürede başarısızlığa uğramasına rağmen darbenin etkileri hala devam ediyor.

28 Şubat darbesi soruşturmaları ise gün geçtikçe daha fazla gündemden uzaklaşıyor!

Ülkemizi büyük bir ceza evine çeviren, ülkeyi sömüren, ülkeyi milyarlarca lira zarara uğratan bu darbecilerin yaptıklarının hesabı sorulmasa da bizler bu zulmün faillerini hiçbir zaman yüreğimizde affetmeyeceğiz.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın tahliyesine karar verdi.

Balbay'ın tahliyesi sonrası gözler bir kez daha diğer tutuklulara ve 28 Şubat mağdurlarına çevrildi.

Sivas davası, KCK tutukluları ve Başbağlar Katliamının mağdurları da yargıdaki çifte standardın ortadan kaldırılarak adaletin sağlanmasını bekliyor.

Ergenekoncular ve 28 Şubat post-modern darbesinin aktörleri, çeşitli bahanelerle teker teker tahliye edilirken, cunta yargısının mahkûm ettiği birçok isim, suçsuzluklarına ve sağlık sorunlarına rağmen hapiste çürümeye terk edilmiş durumda.

Darbelerin ortaya çıkarılmasında etkin bir rol oynayan Merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun katilleri henüz yargı önüne çıkmış değil!

Malatya cezaevinde hala hükümlü olan Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur adı bile konulamayan düzmece bir silahlı örgütün liderleri oldukları gerekçesiyle 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Aynı şekilde 28 Şubat darbesinden zarar gören Salih Mirzabeyoğlu 16 yıldır cezaevinde bulunuyor.

Ne yazık ki, hala hapislerde ömür çürüten dönemin mahkûmlarına yenileri de eklenmeye devam ediyor.

Bunlardan biri, 28 Şubat darbe döneminde Malatyalılar davasında yargılanarak beraat eden Ramazan Kayan'ın kardeşi Nurettin Kayan'ın, ağabeyini 28 Şubat döneminde evinde misafir (!) ettiği için verilen cezanın Yargıtay'ca onaylanması sonucu, darbeden 16 yıl sonra cezaevine girmek zorunda kaldı.

Kamuoyu bir yıldır devam eden yargılama sürecine medya, yargı, siyaset ve sermaye gruplarının dahil edilmesini beklerken tersine 28 Şubat davasının manipüle edildiğine dair yoğun haberler çıkmaktadır.

"Acaba yargılama süreci kamuoyunun gündeminden çıkarılmak mı isteniyor" sorularını akıllara getirirken, cuntacıların, balyozcuların ve Ergenekoncuların teker teker tahliye edilmesi ise 28 Şubat döneminde mağdur olanların ve yakınlarının umutlarını kırıyor.

28 Şubat dava sürecinin geçiştirilmesi ve içinin boşaltılması büyük bir sorumsuzluk örneğidir.

Başta Adalet Bakanlığı olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlardan 28 Şubat davasına karşı daha duyarlı olmalarını ve gerçek bir yargılama sürecinin uygulanmasını bekliyoruz.

Yargıdaki adaletsiz tutumlar sona erdirilsin!

28 Şubat davasından mesnetsiz ve hukuksuz olarak tutuklu ve hükümlü bulunan kardeşlerimizin itibarları iade edilsin!

Darbe sürecini organize eden tüm odaklardan tam anlamıyla hesap sorulsun!

"Geç gelen adalet, adalet değildir!"

ANADOLU EĞİTİM VE DAVET GÖNÜLLÜLERİ PLATFORMU

Bağışlarınız İçin;