28 Şubat'ın Sembol İsmi Serbest Bırakıldı
28 Şubat sürecinde tutuklanan ve 2007 yılından bu yana cezaevinde hükümlü bulunan Zekeriya Şengöz, Denetimli Serbestlik Yasası kapsamında tahliye edildi.
Zekeriya Şengöz, cezaevi çıkışında, eşi Sevda, çocukları, torunları, arkadaşlarının yanı sıra, AK Parti Malatya Milletvekilleri Öznur Çalık ve Mustafa Şahin, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, İnsan Medeniyet Hareketinden Mehmet Güney, Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Ogan, Anadolu Platformu Başkanı Turgay Aldemir, çeşitli illerden sivil toplum kuruluşu temsilcileri, yöneticileri ve vatandaşlar tarafından karşılandı.
Zekeriya Şengöz, Cezaevi kapısından çıkmadan önce kapının önünde bazı sivil toplum kuruluşu yetkilileri ve dava arkadaşları tarafından kişiliği, davası ve yardımseverliği ile ilgili bilgiler verildi. Davasının kısaca özetlendiği konuşmaların ardından yıllarca kaldığı dört duvarın arasından dünyaya açılan kapıdan görünen Zekeriya Şengöz'ü sevenleri tekbir sesleriyle karşıladı.
"ÜZERİMİZDEN DOZER GİBİ GEÇTİLER"
Malatya E Tipi Kapalı Cezaevi'nin kapısının önünde kısa bir basın açıklaması yapan Şengöz, kendisini cezaevinde gerek dualarıyla, gerekse bizzat ziyaret ederek yalnız bırakmayan sevenlerine, dostlarına teşekkür etti.
Zekeriya Şengöz Konuşmasında; 'Özgürlük denilebilir mi bilmiyorum. Tam 15 yıl oldu. Üzerimizden dozer gibi geçtiler. 28 Şubat'ın oyuncuları çeşitli hile ve desiselerle bize yapmış oldukları bu oyun ve tezgâha rağmen direnerek, gücümüzü koruyarak, aklımızı muhafaza ederek özellikle kalbimize ve vicdanımıza danışarak kimseye husumet beslemedik ve kimseye yanlışlık yapmadık. Kimseye düşmanlık etmek gibi bir niyetimiz asla olmayacaktır. Bu zindan hayatını benimle birlikte ailemde yaşadı. İçeride de olsak dışarıda da olsak bir imtihan geçirmek zorundayız. Rabbim nasip etti ve bu imtihanı Allah'ın izni ile güzel bir şekilde tamamladık.
"BİZLERİ İTİBARSIZLAŞTIRMAK İÇİN HER YOLU DENEDİLER"
'Hiçbir zaman direncimi kaybetme gibi bir duruma asla düşmedim. Benim özellikle yarı parçam içeride kaldı. Birçok kardeşim halen içeride. Eğer şartlar düzelmezse içeride mahkûmiyetin bir anlamı kalmamaktadır. 28 Şubat süreci öyle bir süreç ki, bizleri itibarsızlaştırmak için her türlü yolu denediler. Değerlerimizden, özelliklerimizden, inançlarımızdan irtibatımızı koparmak için öyle korkunç desiselerle karşı karşıya kaldık ki, Allah'a hamd olsun şu gün maşa olarak kullanılanlar bir kenara çekildiler ve bizatihi oyunun kurucuları o pis oyunlarına kendi elleri ile koyulmaya başladılar. Şu an onu görüyoruz. Ancak halk olarak, millet olarak ve bu ülkenin olarak, saf ve temiz insanları olarak karşı durmamız gerekiyor. Halkımızın ve milletimizin kurtulması ve rahat bir nefes alabilmesi için değerlerimizi koruyup kollamamız gerekiyor' dedi.
Özgürlüğüne kavuşan Zekeriya Şengöz'ün ilk işi babasının ve kendisinden sonra vefat eden Ali Akyol ve çok sevdiği İsmail Özer'in kabirlerini ziyaret etmek oldu.
Kabir ziyaretinin ardından özel bir restoranda misafirlere öğlen yemeği ikram eden Zekeriya Şengöz burada uzunca bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasından çok birikmiş sorunlarla ilgili çözüm yolları, iç yapı ile ilgili özeleştiri, dünyada Müslümanlara yapılan baskılar, uygulanan zulümler, Türkiye'de kalkışılan darbe girişimleri ve İslam adına hareket ettiğini iddia ederek hükumete karşı girişilen algı operasyonu üzerinden elde edilen kazanımlara adeta savaş açıldığının altını çizdi.
Cezaevinde kaldığı süre içerisinde gündemi çok dikkatli takip ettiği anlaşılan Şengöz'ün ince tahlilleri gözlerden kaçmadı.
Mavi Marmara'da İsrail Yahudi saldırısında başından yaralanan, o gün bugündür, uzun süredir komada olan geçtiğimiz günlerde dokuz arkadaşına kavuşan, şehit olan Uğur Süleyman Söylemez kardeşime ve diğer şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
"ÖMRÜMÜZÜ BU YOLA HASRETTİK, ALLAH'IN İZNİ İLE YARIN DA BU YOL ÜZERE OLACAĞIZ"
Bu atmosferde sözün fazla hükmü yoktur. Bizim hayatı gayesine uygun olarak yaşama gayemiz, davamız var. Her ne kadar bedenimizi hapseden, kısıtlamaları yaşadıksa da ruhumuzu hiçbir zaman esarete teslim etmedik. Hapishanede, kömür ocağında, okulda, devlet dairesinde, iş yerinde, her zaman ve her yerde derdimiz, meselemiz, rüyamız, düşüncemiz, Allah'ın rızasına uygun olarak hesap verebileceğimiz bir hayatı yaşamaktır. Dün ömrümüzü bu yola hasrettik, Allah'ın izni ile yarın da bu yol üzere olacağız. Ebedi olanın yanında geçici olan hiçbir şeyin değeri kıymeti yoktur.
"BİZE DÜŞEN UMUDU BÜYÜTMEKTİR, BÜYÜK HAYALLERİMİZE SAHİP ÇIKMAKTIR"
Baki olan biz değil, bizi var edendir. Yüce Rabbimizdir. Meselemiz insandır, vahyin öğretisi peygamberimizin yolu ile dini bütün bir insan olacağız, sonrada insanın ebedi hayatı için, hidayeti için, kurtuluşu için çaba sarf edeceğiz. Allah mekânın ve zamanın sahibidir. Zor günlerden geçtik, bilmeliyiz nasıl bir geleceğinde bizi beklediğini, bize düşen umudu büyütmektir, büyük hayallerimize sahip çıkmaktır. Birbirimiz ile de imtihan ediliyoruz, zorluk ile de imtihan ediliyoruz. Mahrumiyetle de, yoklukla da imtihan ediliyoruz. Özgürlük ve varlıkla da imtihan ediliyoruz. Hayatın geçici zevkleriyle imtihan edildiğimiz gibi hayatın acıları ve hüzünleriyle de imtihan ediliyoruz.
"BİZİ İFTİRA VE BÜHTANLARLA HAKSIZ YERE MAHKÛM EDENLER ŞİMDİ UTANÇLARIYLA BAŞ BAŞA"
Bizi iftira ve bühtanlarla haksız yere mahkûm edenler şimdi utançlarıyla baş başalar. Oysa biz, sizler insanımızın izzet ve şerefi için çıktığımız yolda yürüyoruz. Değerli kardeşlerim hapishanede ayrıldığım kardeşlerimi unutamayacağım. Başta Fahri Memur kardeşimi inşallah bu kardeşimizi de beş ay sonra coşkulu bir şekilde hürriyetine, özgürlüğüne kavuşacağı günü birlikte kutlayacağız. Onlarla birlikte yıllardır Kur'an'ı Kerim okuduk. İnsanlığın ebedi önderi Hz. Peygamberin hayatını ve yol arkadaşlarının örnek hayatlarını okuduk. İnsanlığının yaradılışının gayesini Kur'an'dan öğrendik. Bizlere musallat olan bela ve musibetlerden nasıl kurtulacağımızı birlikte konuştuk. Onlarla şerefli bir hayatın ebedi ilkelerini konuştuk, meselemiz insan olduğu için hapishane günleri oldukça bereketli geçti. Ülkemize, yeryüzüne ve gökyüzüne bu zamanda bir hapishane penceresinden bakmak ibret vericidir. Açık bir haksızlığa uğramanın zor bir imtihan dolduğunu söylemek zorundayım.
"BİZLER AÇIK BİR HAKSIZLIĞA MAHKÛM KALDIK"
Bizler açık bir haksızlığa mahkûm kaldık. Hukuk kurumları başta olmak üzere bütün kurumların milletimize karşı, devlete el koyan bir cunta tarafından terörize edildiği olağan üstü bir darbe atmosferinde derdest edildik. Tam 15 yıl oluyor 28 Şubat post modern darbesine destek veren, millete tuzak kurmuş, bütün kirli güçler, haysiyetimizi sağlayan inanç ve değerlerimiz uğruna verdiğimizi mücadelenin bedeli olarak cezalandırdılar. Bizlerde bu emanet edilen canımızı, malımızı, vaktimizi, emeğimizi Rabbimizden bahşedilmiş bir lütuf olarak görüp ona layık olmak için onurumuzla yaşamaya çalıştık.
"BİZİ DÜŞMAN OLARAK GÖRENLERE ÖZENEREK ASLA SUÇ İŞLEMEDİK"
Aziz kılınmış insanlığın fıtratına ters düşen zalimliklere, zorbalıklara, isyan ve tuğyana karşı insan haysiyetini korumanın çabası içerisindeydik. Ülkemizi, milletimizi, ailemizi, çocuklarımızı ablukaya alıp değiştirmeye, bozmaya, çürütmeye çalışan habis kirli düzenin baskılarına boyun eğmedik. Bizi düşman olarak görenlere özenerek asla suç işlemedik, can yakmadık, haksızlık etmedik. Hep uyarıda bulunduk, fıtratımızı korumak istedik, kazandıklarımızı paylaştık. Yürekten inanarak söylemek isterim ki inançlarımız, değerlerimiz masum yaşamımız bizim tek dayanağımızdı. Bütün gücümüzü Rabbimizden aldık.
"TASASI OLMAYAN STK'LARLA SORUNLAR ÇÖZÜLEMEZ"
Son yıllarda Türkiye, dünya ve İslam ülkelerinin kaynadığını ifade eden Şengöz, 'Sorunlara çözüm için hedefe kilitleneceğimize aksine sorunlu bir dindar, sorunlu bir İslami camia ile muhatabız. Fazlaca derdi tasası olmayan, dersine çalışmayan, renksiz, kokusuz, dertsiz, tasasız, son derece nezih ortamlarda film gösterimi çalışmaları, geziler, yaz şenliklerinde buluşmalar, bir de çocuk eğitimi çalışmalarına kilitlenmiş dernek, vakıf, sivil toplum kuruluşlarıyla hangi onursuzca saldırıların hesabı sorulabilir ki?'
"GÜLEN GRUBU İSLAMİ GRUPLARA KARŞI ŞER CEPHESİNDE"
Gülen grubuna yönelik eleştirilerde de bulunan Şengöz, 'Evet dersine iyi çalışmış bir grup var. O grup da hep yanlış yere çalışıp yanlış yere kilitlendi. 28 Şubat'ta darbenin yanında, 80 darbesinde cuntanın yanında durdular. İmam Hatiplerin açılmasına karşı çıktılar, Gezi eylemlerini desteklediler, Mavi Marmara'nın karşısında İsrail'in ve ABD'nin yanında oldular. 17 ve 25 Aralık'ta haince tuzaklar kurdular. İktidar ve tüm İslami gruplar bir safta, onlar da karşı şer cephesinde.' şeklinde konuştu.
Şengöz, son olarak milletin gittikleri yolu ve mukaddes davalarını bildiğini belirterek 'Dualarıyla, yüreğiyle, vicdanıyla yanımızda olan tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum' dedi.